İnsanın En Güzel Tarihi
Biz kimiz? Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Dünyayı bir uçtan diğer uca ne zaman dolaşmaya başladık? Aklımız ne zaman devreye girdi? Din kavramına ne zaman sahip olduk? Hayal gücümüz dünden bugüne nasıl bir değişim geçirdi? Eş, aile, toplum nasıl doğdu? Ya sanat ve aşk?.. İnsanın En Güzel Tarihinde, Fransanın kendi alanında uzman üç bilim adamı bu ve benzeri soruları yanıtlıyor, insana özgü üç perdelik komedinin üç keşifle ortaya çıktığını söylüyorlar: Toprağın, hayal gücünün ve gücün keşfi. Bunlar, bir bakıma insanın kendini doğadan ayırması, onu sömürgeleştirmesi ve sonra da kendi kültürünün tuzağına düşmesi anlamına geliyor. Bizler bugün otoriteyi, hiyerarşiyi göklere çıkarıyor, doğanın sesine hiç ama hiç kulak vermiyoruz. Kim olduğumuzu bize anlatacak olan tarihi mirası baraj suları altında bırakıyoruz. Evcilleştiğimizi söylüyoruz ama vahşi yanımızı hep koruyoruz. Acaba hâlâ tarihöncesi dönemde mi yaşıyoruz?..
დამატებითი ინფორმაცია
- ISBN: 978-9944-88-619-2
- ფიზიკური აღწერილობა: 154
- გამომცემლობა: Istanbul Türkiye İş bankası 2012
ხელმისაწვდომი ასლები
- 1 of 1 copy available at შზსუ-ს ბიბლიოთეკები.
დაჯავშნა
- 0 current holds with 1 total copy.
Show All Copies
მდებარეობა | ინვენტარის ნომერი / ასლის შენიშვნები | შტრიხკოდი | თაროზე განთავსების ადგილი | სტატუსი | დასაბრუნებელია |
---|---|---|---|---|---|
მთავარი ბიბლიოთეკა | IBSU 930.1 L-22 064 | IBSU025285064 | Stacks | Available | - |
მოკლე შინაარსი:
Biz kimiz? Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Dünyayı bir uçtan diğer uca ne zaman dolaşmaya başladık? Aklımız ne zaman devreye girdi? Din kavramına ne zaman sahip olduk? Hayal gücümüz dünden bugüne nasıl bir değişim geçirdi? Eş, aile, toplum nasıl doğdu? Ya sanat ve aşk?.. İnsanın En Güzel Tarihinde, Fransanın kendi alanında uzman üç bilim adamı bu ve benzeri soruları yanıtlıyor, insana özgü üç perdelik komedinin üç keşifle ortaya çıktığını söylüyorlar: Toprağın, hayal gücünün ve gücün keşfi. Bunlar, bir bakıma insanın kendini doğadan ayırması, onu sömürgeleştirmesi ve sonra da kendi kültürünün tuzağına düşmesi anlamına geliyor. Bizler bugün otoriteyi, hiyerarşiyi göklere çıkarıyor, doğanın sesine hiç ama hiç kulak vermiyoruz. Kim olduğumuzu bize anlatacak olan tarihi mirası baraj suları altında bırakıyoruz. Evcilleştiğimizi söylüyoruz ama vahşi yanımızı hep koruyoruz. Acaba hâlâ tarihöncesi dönemde mi yaşıyoruz?..